Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suudi Arabistan ve Azerbaycan ziyaretleri dönüşü uçakta gazetecilerle gerçekleştirdiği söyleşide, gündemdeki sorulara karşılık verdi. Erdoğan, özetle şunları söyledi:
YENİ İŞBİRLİKLERİ GELİŞTİREBİLİRİZ: Yeni periyotta Türkiye ile ABD ortasındaki ilgilerin gelişmesi yaptığımız bir telefon diplomasisiyle sağlanmaz. Biz Sayın Trump’la uluslararası toplantılar ya da ikili görüşmelerde bir ortaya gelmek suretiyle bundan sonraki süreci nasıl değerlendireceğimizi çok daha düzgün bir halde tespit edeceğiz. Şu anda Sayın Trump’ın kabinesi nasıl oluşacak, nasıl bir kabine ortaya çıkacak bunları görmemiz gerekiyor. Temennimiz odur ki; Türkiye ile ABD ortasında çok daha farklı bir süreç başlamış olsun. Bu fırsatları kıymetlendirme iradesi ve iki ülkeye de kazandıracak adımların atılması temel beklentimizdir. İki ülke ortasında ticaret hacminin artırılması ve yatırımların teşvik edilmesi için yeni fırsatlar oluşturabiliriz. Bilhassa güç, altyapı ve teknoloji alanlarında yeni iş birliklerini geliştirmemiz mümkün.
OCAK AYINI GÖRMELİYİZ: (Trump’ın İsrail işgali ve bölgesel savaş tehdidine etkisi) Bana bu bahis ile ilgili tespitler için biraz erken üzere geliyor. Zaman teslimden sonra yeni periyotta ne üzere adımlar atacak, bunu o vakit göreceğiz. Temennimiz odur ki; Trump bu devir bölgeye yönelik çok daha farklı adımlar atsın. Zira vakit zaman verilen iletiler bizi kaygılandırabiliyor. Onun için de Ocak ayını bir görmemiz lazım. Geçmişte Trump’la görüşmelerimiz Biden’le mukayese edilemeyecek derecede fazlaydı. İnşallah bu devirde de bu adımları en hoş formda atarız ve hem ABD hem Türkiye buradan yararlı çıkar.
GİRİŞİME İMZA VERMELERİ DEĞERLİ: Çin ve Rusya İsrail’in bu hücumlarının haksız ve hukuksuz olduğuna ait açıklamalar yaptı. BM tabanında başlattığımız İsrail’e silah ve mühimmat sevkiyatının durdurulması için önlem isteyen ortak mektup teşebbüsümüze Rusya ve Çin imza verdi, bu değerli bir adımdır. Zira İsrail’e bu silah ve mühimmat sevki devam ettiği surece İsrail daha saldırgan hale gelecek.
ÇAĞRIMIZ SOMUT ADIMLAR İÇERİYOR: (Arap ülkeleri ve Türk devletlerine İsrail konusunda daha etkin konum alma çağrısı) Bir ve bir arada birebir hedefle ve birebir tonda bu zulme karşı seslerimizi yükseltmemiz gerekiyor. Diplomatik baskının artırılması için İsrail’i her alanda köşeye sıkıştıracak faal bir diplomasi ortaya konulması da önemli. Büyük bir insanlık imtihanının ortasındayız. Bu imtihandan geçmek insanlık ittifakının kesimi olmakla mümkün.
İSRAİL KARARIMIZ KESİN: (Türkiye’nin İsrail ile ticareti durdurmasına ait iddialar) Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Hükümeti olarak İsrail ile ilgileri kesmiş durumdayız. Bundan sonraki süreçte de bu ilgileri geliştirmek için attığımız adım da yok. Tayyip Erdoğan’ın başında olduğu Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti İsrail ile hukukunu devam ettirmez, geliştirmez. Biz İsrail ile ticareti de bağları de kestik, nokta. Netanyahu denilen zalimden de onun çetesinden de yaptıklarının hesabını hukuk önünde soracağız.
‘Ben hala Esed’den umutluyum’
ELİMİZİ UZATTIK: (Riyad Tepesi aile fotoğrafında Esad ile yer aldınız. Tepede Suriye tarafıyla temas oldu mu?) Beşar Esed’in konuşmasını dinleme imkanım olmadı. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman ile görüşme için çıktım. Ben hala Esed’den umutluyum. Bir ortaya gelip Suriye-Türkiye münasebetlerini inşallah yoluna koyalım diye hala umudum var. Zira bizim Suriye-Türkiye ortasındaki terör yapılanmalarını yok etmemiz lazım. Suriye’de adil ve kalıcı barışın tabanı vardır. Bunu sağlamak için atılacak adımlar da aşikardır. Biz Suriye tarafına olağanlaşma konusunda elimizi uzattık. Bu olağanlaşmanın Suriye topraklarında barışa ve huzura kapı aralayacağını düşünüyoruz. Suriye’nin toprak bütünlüğünü terör örgütü PKK/PYD/YPG başta olmak üzere teröristler tehdit ediyor. Esed bunun farkına varıp ülkesinde yeni bir iklimi başlatacak adım atmalı ve ülkesine sahip çıkmalıdır. Yanı başlarındaki İsrail tehdidi bir masal değil. Etraftaki ateşin istikrarsız topraklarda süratle yayılacağı unutulmamalıdır.
‘Özgür Özel’in çıkışını samimi bulmuyorum’
TERÖRE YER YOK: (Bahçeli’nin terörü bitirme daveti ve Özel’in ‘şehit aileleri’ çıkışı) Özgür Özel’in bu çıkışını samimi bulmuyorum. Türkiye, 40 yıldır bölücü terör belasıyla uğraşta ediyor. Binlerce güvenlik mensubumuzu, kamu görevlimizi, sivil vatandaşımızı terör örgütünün alçakça taarruzlarında şehit verdik. Terör tehdidini kaynağında bertaraf etme stratejimiz sayesinde alanda çok kıymetli kazanımlar elde ettik. Bu uğraş tıpkı azim ve kararlılıkla devam edecek. Türkiye’nin geleceğinde teröre de, terör destekli siyasete de yer yok. Cumhur İttifakı olarak bu mevzuda tam bir mutabakat içindeyiz.
‘Konser belediyeciliği yapmadım’
HESABINI SORARIZ: (CHP’li belediyelerin konser harcamaları) Ben belediye başkanlığı da yaptım. Lakin konser belediyeciliği yapmadım. Millet bu belediye liderlerine kentlerine hizmet versin diye oy verdi lakin hizmetten anladıkları cümbüş düzenlemekten öteye geçmiyor. O cümbüşleri de millet için düzenlemedikleri, birilerine maddi kar için yaptıkları da yeni yeni ortaya çıkıyor. Kamu kaynaklarının teröre, terör örgütlerine aktarılmasına nasıl karşı çıktıysak, bu kaynakların yandaşlara aktarılmasına da elbette karşı çıkarız. Herkes harcamasını hesap verebilirlik üzerinden yapsın. Kamunun hakkını hoyratça kullananlardan, yandaşlarına sermaye edenlerden hesabını hukuk önünde sorarız.
‘Muhalefeti yanımızda bulamadık’
GÖBEĞİMİZİ KENDİMİZ KESİYORUZ: (Ortadoğu’da sonların yine çizilmesi ve iç cephe mesajları) Muhalefetin bu türlü bir kaygısı olmadığı için biz artık kendi göbeğimizi kendimiz kesiyoruz. Gelen bütün haberler de Suriye’de alınan sonuç bana nazaran Suriye’yi de rahatlatacak. Fakat bizim burada Beşşar Esed ile aramızdaki hukuku yine ihya etmemiz, bölgeyi çok daha ziyadesiyle inşallah rahatlatacaktır. Bizim iç cephemizi sağlam tutma anlayışımızı muhalefet anlayamamış üzere görünüyor. İç cephenin tahkimi elbette her vakit kıymetli lakin ne yazık ki iç cepheyi güçlendirmek istediğimizde ortak hassasiyetlerle hareket eden bir muhalefeti yanımızda bulamadık.
‘Bölmek isteyenlere ‘biz biriz’ diyelim’
İÇ CEPHE İLETİSİ: Muhalefet gündelik siyasi problemler, karlar, rantlarla uğraşıyor. Biz ise global ve bölgesel riskleri okuyarak, uzun yıllara sirayet edecek siyasetler üzerinde çalışıyoruz. İç cephemizi sağlam tutarken tıpkı vakitte teröre de göz açtırmayacağız. İç cepheyi sağlamlaştırmak terör örgütlerine alan açmak, onların milletin kaynaklarını terör baronlarına peşkeş çekmesine göz yummak manasına gelmiyor. Bizler birlik ve beraberliğimizi güçlendirme daveti yapıyoruz. Bizi bölmeye, parçalamaya çalışanlara tıpkı kararlılıkla ve birebir tonda cevap verelim ve ‘biz biriz, bütünüz, daima birlikte Türkiye’yiz’ diyelim istiyoruz. Ortamıza nifak sokmaya çalışanların elleri boş kalsın diye uğraşıyoruz.
‘Tehdit hissedersek operasyon başlar’
TERÖR BATAKLIĞI KURUTULACAK: (Sınır ötesinde yeni bir tampon bölge harekatı olacak mı?) 30 kilometre derinlik sıkıntısında aslında Suriye’nin içinde bu terör örgütlerini yok etme adımlarımız kelam konusuydu. Öteki maksat Türkiye’ye gelen Suriyeli kardeşlerimizin istekli, inançlı ve onurlu halde geriye dönüşleri için yer hazırlamaktı. Bu mevzuda da belirli bir ara alındı. Bunu hallettiğimiz andan itibaren zati Suriye’nin kuzeyinde önemli aralık alacağız. Niçin biz Kamışlı’da güvenlik güçlerimizle gerekli adımları atıyoruz? Zira orada bu terör örgütünü kökünü de yok edelim diyoruz. Gerek istihbarat teşkilatımız gerek güvenlik güçlerimiz buralarda aldıkları sonuçla Türkiye’yi rahatlattılar. Ülkemizin güvenliği, vatandaşlarımızın huzuru için hudut ötesi operasyonlarımız her vakit gündemimizde. Tehdit hissedersek her an hudut ötesi operasyonlarımıza başlayacak hazırlığımız mevcut. Hudutlarımızda hala teröristlerin tutunduğu alanlar bulunuyor ve burası bizim güvenliğimiz için risk oluşturuyor. Oraları büsbütün temizlemeden ve terör bataklığını kurutmadan tam manasıyla güvenliği sağlamak mümkün değil.